Ana içeriğe atla

Yoğun cinsel yaşam kanseri önler mi?

Harvard Üniversitesi'nin cinsel yaşamın prostat kanseriyle olan ilişkisi üzerine genetik ve moleküler araştırması yayınlandı.

Üroloji ve üroonkoloji uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, Harvard Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya dayanarak yoğun cinsel yaşamın erkeklerde prostat kanseri gelişme sıklığını azaltabileceğine dikkat çekiyor.


Prostat kanseri sıklığını belirleyen faktörler

Prostat erkeklerde olan bir salgı bezi organıdır ve meni içeriğine katkıda bulunur. Prostat kanseri ise batı ülkelerinde erkeklerde en sık tanı konan organ kanseridir; bazı ülkelerde her 6 erkekten 1'ine yaşamı boyunca prostat kanseri tanısı konmaktadır. Halen dünyada 4 milyon kişi bu teşhisle yaşamaktadır.

Prostat kanserinin sebebi net olarak ortaya konabilmiş değildir. Irk, kalıtım, yaşanan coğrafi bölge ve yaşam tarzı ile prostat kanseri sıklığı arasındaki ilişki uzun zamandır bilinmektedir. Cinsel aktivite ve prostat kanseri arasında bir ilişki olup olmadığı konusu ise uzun yıllardır bilim dünyasını meşgul eden bir konu olmuştur.Kimi çalışmalar sık seks yapmanın prostat kanseri ihtimalini arttırdığını, kimi çalışmalar ise tam tersine azalttığını belirtmiştir. Ancak, yeni bilimsel biyolojik veriler ışığında, sık cinsel aktivitenin prostat kanserine karşı koruyucu olabileceği görüşü ağırlık kazanmıştır.


Sık boşalma prostat kanser riskini %22 oranında düşürüyor

Harvard Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı 2016 yılında yaklaşık 32 bin erkek üzerinde yaptıkları çalışmanın sonuçlarını yayınladılar. Bu çalışmaya göre, genç (20-29) ve orta (40-49) yaş dönemlerinde daha sık cinsel aktivitede bulunan erkeklerde, ileriki yaşamlarında prostat kanseri gelişme sıklığı azalmaktadır.Bu yaşlarda aylık 21 kez veya daha fazla boşalma tarif eden grupta, ayda 4-7 kez boşalma tarif eden gruba oranla, prostat kanseri gelişme olasılığı %19-22 oranında daha düşük saptanmıştır.

Güncel genetik ve moleküler çalışma, biyolojik olarak da bu ilişkiyi destekliyor

Aynı araştırmacılar Kasım 2018 tarihinde yayınladıkları makalede, bu istatistiksel bulguları genetik ve moleküler seviyede de destekleyen verileri bilim dünyasına sundular. Yaşları 45-73 arasında değişen ve prostat kanseri nedeniyle cerrahi tedavi olan 157 hastanın ameliyatla çıkartılan prostat dokusunda incelemeler yaptılar. Prostat içerisindeki hem kanserli dokuda, hem de henüz kansere dönüşmemiş sağlıklı prostat dokusunda 20,254 adet gene ait analiz gerçekleştirdiler.Boşalma sıklığına paralel olarak, kansere bitişik sağlıklı prostat dokusundaki genetik ve moleküler yapının değişkenlik gösterdiğini ilk kez ortaya koydular. 20'li ve 40'lı yaşlarda daha seyrek boşalma tarif eden erkeklerin dokularında 409 gende bozulmalar olduğu tespit edildi. Bu yeni biyolojik bilgi ışığında, cinsel aktivite sıklığının koruyucu etkisinin olma potansiyeli daha da güçlenmiş oldu.

Boşalma sıklığı ve prostat kanseri ilişkisinin bir sebep-sonuç ilişkisi mi, yoksa birliktelik ilişkisi mi olduğu henüz tam bilinmemektedir. Örneğin boşalma sıklığı kişinin hormonal seviyesi ile ilişkili olabilir ve farklı erkeklik hormonu (testosteron) seviyelerinin de prostat kanseri gelişiminde rolü olabilir; bu bir birliktelik ilişkisidir.  Öte yandan bu konudaki önemli sebep-sonuç ilişkisi hipotezlerinden biri olan ve sık boşalma yolu ile prostatın olası kanser yapıcı maddelerden daha sık arındığı, dolayısıyla kanser gelişiminin azaldığı fikri, bu yeni çalışmadaki biyolojik veriler ile güçlenmiştir.En sık değişiklik saptanan genler hücre döngüsü ve hücrenin salgı yoluyla temizlenmesini sağlayan genler olmuştur. Bu da sık boşalma yolu ile prostatın kanserojen madde ve toksinlerden daha sık temizlenmesi ve bu yolla kanser olasılığının azalması hipotezini desteklemektedir.


dcec92b6556e4eba8377431bba692555

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar?

Hastanelerin birçok bölümünde ortopedi ve travmatoloji alanları bulunmaktadır. Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji, genel olarak kas ve iskelet sistemi hastalıkları ile ilgilenir. Ortopedi ve travmatoloji bölümünde hastalara doktorları tarafından gerekli bilgilendirilmeler yapılır. Ardından doğru medikal ve cerrahi tedavi bilimsel yöntemlerle uygulanır.Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedist doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Kas ve iskelet yapısıyla ilgilenen ortopedi ve travmatoloji sadece bu anlamıyla biliniyor. Birçok hasta kemik ve kas ağrısında hangi doktora görüneceğini bilmiyor. Öncelikle ortopedi ve travmatoloji ne demek bunu incelemek gerekir. Peki, ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi ve travmatoloji ne demek? Ortopedi, orthos ve paedia sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş düzgün (ortho...

Karaciğer nakli kaç yaşına kadar yapılıyor?

Karaciğer naklinin yaşlılıkta yapılmayacağı yönünde yanlış bir inanış olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabiliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta 79 yaşında" dedi Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası'na özel açıklamalarda bulundu. Organ bağışının artırılması için kamuoyunda bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Onur Yaprak, 10 maddede karaciğer naklini anlattı. Toplumda naklin yaşlılıkta yapılmayacağı yönündeki yanlış inanışa dikkat çeken Prof.Dr. Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabilen bir ameliyat. Yalnızca 70 yaş üzerinde hastanın fizyolojik yaşı ve fiziksel kondisyon durumuna göre karar veriliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta ise 79 yaşında" diye konuştu. Karaciğer nakli kimlere yapılabilir? Karaciğerin ağızdan alınan besinleri vücudun kullanabileceği karbonh...

Kristin Demirci: "Gökkubbe bize her meydan okuduğunda ışığı aramalı"

HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. Bunu her sene duyuyor olabiliriz ama 2016 gerçekten de herkes için –kişisel anlamda da- çok zor geçti gibi gözüküyor. Bunun sebebi ne olabilir? İçinde bulunduğumuz durumu sadece tek bir sene üzerinden değil, dönemsel olarak değerlendirmek bize daha doğru bir bakış açısı sağlayabilir. Astrolojide bu dönemleri genel hatlarıyla "Satürn ve ötesi" olarak benimsenen kolektif gezegen transitlerine bakarak açıklayabiliriz.   Plüton'un 2008'de Oğlak burcuna ilerlemesiyle (transit 2024'te sonlanacak) dünya genelinde hükümetlerin "güvenlik ihtiyacı" adı altında gü...