Ana içeriğe atla

Düşük doğum ağırlıklı bebekler risk altında

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre doğum kilosu belirtilen çocukların %10'u 'Düşük Doğum Ağırlığına' sahiptir.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre doğum kilosu belirtilen çocukların %10'u 'Düşük Doğum Ağırlığına' sahiptir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır konu hakkında detaylı bilgiler vererek, merak edilenleri açıkladı.

Bebek 2.500 gramın altındaysa

Düşük doğum ağırlığının bebekler için risk oluşturduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, "Düşük doğum ağırlığı, gebeliğin 37. haftasından sonra doğan bir bebeğin ağırlığının 2.500 gramın altında olması durumudur. Düşük doğum ağırlıklı bebekler, ultrason görüntülemesinde kadın doğum hekimlerince yakalanır. Doğum öncesinde çocuk doktorlarına bilgi verilerek doğum öncesi gerekli hazırlıkların yapılması sağlanır. Çünkü düşük doğum ağırlıklı bebekler risk altındadır." dedi.

Gebeliğin herhangi bir döneminde başlayabilir

Bazı bebeklerin anne karnında yaşadıkları problemlerden dolayı düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelebildiklerini belirten Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, "Anne karnında yaşanan sorunların neticesinde bebeğin büyümesi için gerekli oksijenin ve besin maddelerinin yeterli oranda sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Düşük doğum ağırlığı, gebeliğin herhangi bir döneminde başlayabilmektedir. Hamileliğin erken döneminde başlayan gelişme gerilikleri, genelde kromozom kaynaklı problemler veya annenin ek hastalıklarından kaynaklanan daha ciddi durumlardır. 32. hafta sonrasında başlayan büyüme geriliklerinde ise bebek artık belli bir gelişim ve ağırlığa ulaştığı için risk nispeten daha azdır." diye konuştu.

Tek risk faktörü anne değildir

Düşük doğum ağırlığının birçok nedeninin olduğunu ifade eden Meriç Çağrı Ağır, "Düşük doğum ağırlığı tek başına anne adayından kaynaklı problemlerden oluşmamaktadır. Bebeğe bağlı; çoğul gebelik, enfeksiyon, kromozom problemleri gibi nedenler olabileceği gibi anne adaylarına bağlı rahim ve plasentaya ait faktörlerden de kaynaklanabilmektedir. Bu 3 nedenden kaynaklı risk faktörlerini belirlemek ve engellemeye yönelik girişimleri geliştirmek son derece önemlidir. Bu sayede yaşam kalitesi yüksek bireylerin oluşturduğu sağlıklı toplumlara erişmek mümkün olacaktır." dedi.

Sigara kullanımı doğum ağırlığını etkiliyor

Gebelikte sigara kullanımının bebeklerde doğum ağırlığını etkilediğine dikkat çeken Ağır, "Sigara plasenta perfüzyonunu düşürür ve hemoglobinin oksijen transportunu engeller. Gebelik sürecinde sigara kullanımına devam eden anne adaylarının bebeklerinde doğum ağırlığının azaldığı gözlemlenmektedir. Sigara kullanımına devam eden anne adayları, bebekleri için risk oluşturmaktadırlar. Alkol ve uyuşturucu gibi bebeğin gelişiminde sorun teşkil edebilecek maddelerin kullanılması da düşük doğum ağırlığı riskini ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca anne adaylarında bulunan; Hipertansiyon, diyabet, anemi, kalp ve rahim hastalıkları ve enfeksiyon gibi hastalıklar düşük doğum ağırlığı riskini artırmaktadır." dedi.

45 kilonun altı riski arttırır

Anne adaylarının beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Ağır, "Anne adaylarının sağlıklı kilo alması gebelik süreçlerinde bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. Anne adayı nasıl beslenirse bebek de o doğrultuda gelişim gösterir. Anne adayının 45 kilonun altında olması, bebeğin yeteri kadar beslenememesine neden olabilmekte ve düşük doğum ağırlığı riski oluşturmaktadır." dedi.

DDA prematüre bebeklerle karıştırılıyor

Düşük doğum ağırlık bebeklerin, prematüre bebeklerle karıştırıldığına dikkat çeken Ağır, "Düşük doğum ağırlığı, prematüre sonucunu doğurmaz. Prematüre, gebeliğin 37. haftasından önce doğan bebeklerdir. Prematüre bebeklerin organları gelişmediği için sağlık sorunları yaşanabilmektedir. Düşük doğum ağırlıklı bebekler ise gebelik haftasına göre ağırlığı az olan bebeklerdir." dedi.
Ağır, "Gebelik süreçlerinde anne adayları düzenli bir şekilde kontrollerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Anne karnındaki bebeğin gelişimi için doktor kontrolünde düzenli spor yapılması anne adayları için önem arz etmektedir." dedi.

4c17fae024e2477183478759ce2adc53

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar?

Hastanelerin birçok bölümünde ortopedi ve travmatoloji alanları bulunmaktadır. Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji, genel olarak kas ve iskelet sistemi hastalıkları ile ilgilenir. Ortopedi ve travmatoloji bölümünde hastalara doktorları tarafından gerekli bilgilendirilmeler yapılır. Ardından doğru medikal ve cerrahi tedavi bilimsel yöntemlerle uygulanır.Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedist doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Kas ve iskelet yapısıyla ilgilenen ortopedi ve travmatoloji sadece bu anlamıyla biliniyor. Birçok hasta kemik ve kas ağrısında hangi doktora görüneceğini bilmiyor. Öncelikle ortopedi ve travmatoloji ne demek bunu incelemek gerekir. Peki, ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi ve travmatoloji ne demek? Ortopedi, orthos ve paedia sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş düzgün (ortho...

Karaciğer nakli kaç yaşına kadar yapılıyor?

Karaciğer naklinin yaşlılıkta yapılmayacağı yönünde yanlış bir inanış olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabiliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta 79 yaşında" dedi Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası'na özel açıklamalarda bulundu. Organ bağışının artırılması için kamuoyunda bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Onur Yaprak, 10 maddede karaciğer naklini anlattı. Toplumda naklin yaşlılıkta yapılmayacağı yönündeki yanlış inanışa dikkat çeken Prof.Dr. Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabilen bir ameliyat. Yalnızca 70 yaş üzerinde hastanın fizyolojik yaşı ve fiziksel kondisyon durumuna göre karar veriliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta ise 79 yaşında" diye konuştu. Karaciğer nakli kimlere yapılabilir? Karaciğerin ağızdan alınan besinleri vücudun kullanabileceği karbonh...

Kristin Demirci: "Gökkubbe bize her meydan okuduğunda ışığı aramalı"

HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. Bunu her sene duyuyor olabiliriz ama 2016 gerçekten de herkes için –kişisel anlamda da- çok zor geçti gibi gözüküyor. Bunun sebebi ne olabilir? İçinde bulunduğumuz durumu sadece tek bir sene üzerinden değil, dönemsel olarak değerlendirmek bize daha doğru bir bakış açısı sağlayabilir. Astrolojide bu dönemleri genel hatlarıyla "Satürn ve ötesi" olarak benimsenen kolektif gezegen transitlerine bakarak açıklayabiliriz.   Plüton'un 2008'de Oğlak burcuna ilerlemesiyle (transit 2024'te sonlanacak) dünya genelinde hükümetlerin "güvenlik ihtiyacı" adı altında gü...