Ana içeriğe atla

Anne sütünün faydaları

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seyhan Erişir Oygucu emzirme oranlarının arttırılması ve sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinin desteklenmesi amacıyla her yıl 1-7 Ağustos tarihlerinin tüm dünyada Dünya Anne Sütü Haftası olarak kutlandığını belirterek, anne sütünün bebeklerin gelişimindeki önemine dikkat çekti.

Dünya Anne Sütü Haftası vesilesiyle anne sütü hakkında konuşan Oygucu; Dünya Anne Sütü Hareketi Birliği (WABA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF)'in bu çerçevede anne sütünün desteklenmesi, korunması ve devamlılığının sağlanmasına yönelik kampanyalar ve etkinlikler düzenlediğini ifade etti.

2 yaşına kadar anne sütü eksik edilmemeli

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yeni Doğan Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seyhan Erişir Oygucu WHO ve UNICEF'in doğumdan sonraki ilk 1 saatte emzirmenin başlanmasını ve 6 aya kadar sadece anne sütü verilmesini, tamamlayıcı beslenmeye 6. aydan sonra başlanarak anne sütüne 2 yaşına kadar devam edilmesini önerdiğini vurguladı. Oygucu, WHO verilerine göre dünya genelinde ilk 1 saat içinde emzirmeye başlanması oranı yüzde 42 iken örneğin Türkiye'de bu oran yüzde 50 olsa da, 0-5 ay arası sadece anne sütü ile beslenmenin dünya genelinde yüzde 41'e Türkiye'de ise yüzde 30'a indiğini kaydetti. Dr. Öğr. Üyesi Seyhan Erişir Oygucu gene Türkiye'de 1 yaşına kadar emzirme oranının yüzde 68 (dünyada yüzde 71), 2 yaşına kadar emzirme oranının yüzde 34 (dünyada yüzde 45) olduğunu bildirdi.

Ağız sütü çok önemli

Doğum sonrası ilk 5 gün salgılanan ve halk dilinde "ağız sütü" olarak bilinen kolostrumun bağışıklık sistemini destekleyici ve minerallerden zengin olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Seyhan Erişir Oygucu, 2. haftaya kadar salgılanan geçiş sütünün miktar, laktoz, yağ ve kalori içeriği açısından daha fazla olduğunu ifade etti. Doğumdan sonra 4. - 6. haftada ise olgun sütün salgılanmaya başlandığını belirten Oygucu; " Emzirmenin başlangıcında karbonhidrattan zengin bir süt, sonunda ise yağdan zengin bir süt üretilmektedir. Emzirme sürecinde bu değişimin ne zaman olduğunu kestirmek güçtür ancak önemli olan, bebeğin tüm gereksinimlerini sağlayabilmesi için memeyi boşaltması ve kendiliğinden memeden ayrılmasıdır. Bu durumda yağdan zengin son sütü aldığı söylenebilir" dedi.

Emzirme hem anne hem bebek sağlığı için hayati önem taşır

Dr. Öğr. Üyesi Oygucu, anne sütünün yağ, protein, laktoz gibi makro, A, B1, B2, B6, B12, D vitaminleri ve iyot gibi mikrobesinler yanında, büyüme faktörleri ve immünolojik faktörler gibi biyoaktif içeriğe de sahip olduğunu kaydetti. Oygucu, büyüme faktörleri sayesinde bağırsak olgunlaşmasının, enteral sinir sisteminin büyüme ve gelişmesinin, metabolizma ve vücut bileşiminin düzenlenmesinin, aneminin önlenmesinin sağlanmış olduğunu ifade etti. Oygucu, bağışıklık sistemini destekleyen faktörler sayesinde ise bebeğin enfeksiyonlara karşı korunduğunu belirterek ve sözlerini şöyle tamamladı: "Tüm bunlara ek olarak anne sütünde ayrıca çok sayıda mikroorganizma ve özellikle bifidobakteriler bulunmaktadır.

Bu probiyotik bakteriler ve anne sütü içeriğindeki prebiyotik etki sayesinde oluşan flora bağırsak bütünlüğünü korumakta, zararlı mikroorganizmalar uzaklaştırılmaktadır. Dolayısıyla anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini yaşam boyu kalıcı olacak şekilde düzenler. Son olarak unutulmamalıdır ki emzirme bebeğe olan sayısız faydasının yanında anne sağlığı için de çok önemlidir. Emzirme doğum sonrası rahmin eski haline dönmesini hızlandırarak anneyi aşırı kanamalardan ve dolayısıyla anemiden koruduğu gibi annenin hamilelik öncesi kilosuna ulaşmasını kolaylaştırır. Annede gelecekte meme, over kanseri, kalp hastalığı ve osteoporoz gelişim riskini azaltır. Emzirme anne ve bebek arasındaki duygusal bağı güçlendirir, bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimini destekler" diyerek sözlerini noktaladı.

0c85f2f00d5944eb859d09e04e295196

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar?

Hastanelerin birçok bölümünde ortopedi ve travmatoloji alanları bulunmaktadır. Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji, genel olarak kas ve iskelet sistemi hastalıkları ile ilgilenir. Ortopedi ve travmatoloji bölümünde hastalara doktorları tarafından gerekli bilgilendirilmeler yapılır. Ardından doğru medikal ve cerrahi tedavi bilimsel yöntemlerle uygulanır.Peki, Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedist doktoru hangi hastalıklara bakar? Ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Kas ve iskelet yapısıyla ilgilenen ortopedi ve travmatoloji sadece bu anlamıyla biliniyor. Birçok hasta kemik ve kas ağrısında hangi doktora görüneceğini bilmiyor. Öncelikle ortopedi ve travmatoloji ne demek bunu incelemek gerekir. Peki, ortopedi ve travmatoloji bölümü nedir, neye bakar? Ortopedi ve travmatoloji ne demek? Ortopedi, orthos ve paedia sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş düzgün (ortho...

Karaciğer nakli kaç yaşına kadar yapılıyor?

Karaciğer naklinin yaşlılıkta yapılmayacağı yönünde yanlış bir inanış olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabiliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta 79 yaşında" dedi Genel Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Onur Yaprak, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası'na özel açıklamalarda bulundu. Organ bağışının artırılması için kamuoyunda bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Onur Yaprak, 10 maddede karaciğer naklini anlattı. Toplumda naklin yaşlılıkta yapılmayacağı yönündeki yanlış inanışa dikkat çeken Prof.Dr. Yaprak, "Karaciğer nakli bebeklik çağından 70 yaş üstüne kadar yapılabilen bir ameliyat. Yalnızca 70 yaş üzerinde hastanın fizyolojik yaşı ve fiziksel kondisyon durumuna göre karar veriliyor. Dünyada nakil yapılmış en yaşlı hasta ise 79 yaşında" diye konuştu. Karaciğer nakli kimlere yapılabilir? Karaciğerin ağızdan alınan besinleri vücudun kullanabileceği karbonh...

Kristin Demirci: "Gökkubbe bize her meydan okuduğunda ışığı aramalı"

HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. HTHayat.com yazarı ve astroloji danışmanı Kristin Demirci'ye 2017 yılı hakkındaki öngörülerini sorduk... Demirci içinde bulunduğumuz durumu tek bir sene üzerinden değil dönemsel olarak değerlendirdi. Bunu her sene duyuyor olabiliriz ama 2016 gerçekten de herkes için –kişisel anlamda da- çok zor geçti gibi gözüküyor. Bunun sebebi ne olabilir? İçinde bulunduğumuz durumu sadece tek bir sene üzerinden değil, dönemsel olarak değerlendirmek bize daha doğru bir bakış açısı sağlayabilir. Astrolojide bu dönemleri genel hatlarıyla "Satürn ve ötesi" olarak benimsenen kolektif gezegen transitlerine bakarak açıklayabiliriz.   Plüton'un 2008'de Oğlak burcuna ilerlemesiyle (transit 2024'te sonlanacak) dünya genelinde hükümetlerin "güvenlik ihtiyacı" adı altında gü...